Στο νέο τεύχος του PELERIN digital fanzine, του τουρκικού ηλεκτρονικού περιοδικού για τη λογοτεχνία, δημοσιεύεται συνέντευξη καθώς και μετάφραση αποσπασμάτων από την ποίησή μου. Είναι όντως μια «δύσκολη» υπόθεση η ελληνοτουρκική πνευματική επαφή – κάτι που μάλλον ανέκαθεν υφίστατο για πολλούς και κατανοητούς λόγους (τους οποίους ωστόσο δεν θα ‘πρεπε οι δημιουργοί από αμφότερους τους «πόλους» αυτούς, πολιτισμικούς, κοινωνιολογικούς ιστορικοπολιτικούς, να τους συντηρούν με τον όποιο τρόπο…). Άλλο τόσο, είναι χαροποιός η αίσθηση της «συνομιλίας» με την άλλη όχθη. Καθότι, αλήθεια είναι: η Τέχνη ενώνει πομπούς και δέκτες, αμβλύνει αντιθέσεις, διαλευκάνει αναρωτήσεις, στοχεύει, διυλίζει την ουσία και τη δημιουργία, δηλαδή το πνεύμα…
Fersah
(1.perde)
ÇOK UZAKTAYDIM.
Çağın yıkıntıları arasında,
korumasız ve eksik,
belirsiz bir döngü için beceriksiz sözcükler.
Dizin,
Kalbi kırık yüzlerle
sona eren melteme benzer.
Güneşin altında, hâlâ alev alev, akışa karşı.
Ateşe kulak vermekte,
Aşk, budur.
Uzaktan söyleyebildiğim kadarıyla,
materyalizm ve kinden oluşan
talepleri zorla dayatılan
kötücül bir tanrını alâmetleri gözden yitmekte.
O şimdi mahkum edilecek,
sonsöz inançsızlığa,
tüm zamanların iyiliğini kaybetmeye,
tıpkı ölümlüler gibi.
O kadar hızlı silindi ki,
bir bakışla yanıp tutuştu;
tüm bunlar adamın başını belaya sokar
yalnızca sonuna doğru, bilinçli olarak;
tüm bunlar yüce bir hayat, taleplerle dolu,
yıpranır ve hafızada depolanır.
Ancak hâlâ o alevler
o tek bir bir anda
kum tepelerine doğru,
dört nala koşacak ve uluyacak,
bir süre sonra unutulacak yalnızca,
akışkan bir çıkmaz sokakta sonsuza dek kaybolacak.
Beyaz uzun nokta şıngırdayacak
yaradılış. Gözler tanıklık eder;
bu hoşgörüdür, tanınmayan ve suskun olan.
Mastarlar yeterlidir göstermek için
hakikatı: dünyayı var eden.
Alınan, verilen.
Huzursuz ruh ıstırabı hafifletir.
Şimdi eller yalvarmıyor artık, tükenmişliğe ve bilmecelere
ihtiyaç yok.
Göksel yücelik görünmezdir;
Karanlıktaki hışırtı gibi dayatıldı.
Belki de ihtiyaç yeniden ortadan kalktı,
ruhun kurtuluşuna yeniden ihtiyaç duyulana kadar.
en içrek, suskun olan.
Altın ve zaman
Sayılabilir – işte bu yüzden sonsuza dek üzerleri çizilebilir.
Bir saat, incelikle yontulmuş yunus
zincire bağlı, metronom
eski moda deri bir kutunun içinde.
Notlar alırım
tutkuya dair, süreç
ve aldatma, kekik kralliği.
Ve dönerim. Beden gevşemiş
onca sorudan sonra: hiç rahatsız olmamış
ürkmekten, kaderini değiştirir
evrenin, kısa ömürlü ama acı dolu.
Ve ayrılıyorum; sabırlı ol, bizzat.
(9.perde)
YÜZEYE ÇIKMA
Vahiy saati.
Eve giden ince yol.
Deniz benim anayurdum.
Zamanın başlangıcından bu yana ses kırılıyor.
Bu kargaşa nasıl susturulur?… sessizlik ne kadar keyifli?
… kimlik ve gelecek?
Yalnızca şiir
Hak ediyor bu birkaç gerçeğe giden yolu-
safrayı denize salmayın, ruhun acı çekmesine izin vermeyin.
Gecenin erken saatlerinde çanlar doğum için çalıyor,
geri sayımın başlangıcı.
Arındırıcı ilahiler içeriden dışarıya taşıyor,
ve bir anda yüzlerin şeklini alıyor.
Ebedi olan patlar;
dünya fikir için günah işler,
ve yazı; zevk alır hayatın kutsallığından,
güdü safsatası saçmalık
Mevsimler tekerlekleri olmadan yaklaşır,
birbirleriyle yarışarak.
Simgeler anlaşıldı: ödüller için,
mahkumiyetler, ve isyanlar.
Bir kez daha, yeniden bedendir
şeyler arasında köprüler kuran.
Şeffaflık huzur getirmez.
Elde aynalar ve mantık.
Derinlikler bakışları dağıtmaz.
Boğdukları şey vicdandır.
…………………………………………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………………………………………..
………………………………………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………………………………………..
Emek mırıldanıyorum, şaibeli
bir hâl, alışkanlık.
Tamamlanmamış ve ebedi, bir ses yansıtıcısı oluyorum.
Tarif edilemez olan duvarlardaki mucizedir:
Bir Roma, kuğunun yanı başında duran, hiçbir zaman-
bir gelinlik değildi, üzümler.
Geceleri zamirleri anlıyorum.
(Ardıç kuşlarının şarkısını cıvıltıları ve ışıkların görüntüsü).
Suçluluğumu gösteriyorum, dönüp bakıyorum sevgime.
Ben cezalıyım. Ben İnsanım.
Genişlemiş siyah işaret havaya zıplıyor.
Parlak diziler taşıyıcıdır.
Burada, bitiş çizgisinde,
öfke, öğüt, duyuru.
::